DEVAM: 4- Hz. Osman bin
Affan'ın Fazileti
(:-2198-:) Ebu Abdirrahman es•Süleml der ki: insanlar Osman'ın evini
kuşattığı zaman, Osman yanlarına geldi ve:
"Allah size soruyorum!
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Hira dağı sallandığında ayağıyla
dağ'a vurup: "Sakin ol, senin üzerinde bir Nebi, Sıddik ve şehit'ten başka
kimse yoktur" dediğini bilmiyor musunuz?" diye sordu. Oradakiler:
"Vallahi,
evet" dediler. Osman: "Allah aşkına söyleyin! Hani Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem zorluk ordusunu gönderirken: "Kim kabul
olunacak bir harcamada bulunur" buyurmuştu. O sırada insanlar maddi zorluk
ve kıtlık içindeydiler. O zaman ben ordunun üçte birini kendi malımla (savaşa)
hazırlamamış mıydım?" diye sorunca, oradakiler yine:
"Vallahi,
evet" dediler. Osman: "Allah adına size soruyorum! Rume kuyusundan
ancak para karşılığında su içildiğini bilmiyor musunuz? Orayı da kendi paramla
alıp zengin, fakir, yolcu herkesin içmesi için hibe etmedim mi?" diye
sorunca, oradakiler:
"vallahi,
evet" dediler. Hz. Osman'ın saydığı başka şeylere de evet dediler.'
- - -
İsnadı zayıftır.
Hadisi İbn Hibban, İhsan 9/32 (6877), Tirmizi (3700, 3704), Darakutni 4/198,
199 (11, 12), Beyhaki (6/167, 168), Nesai (6/233, 234, 235, 236, 237), Buhari
(2778), Hatib, Tarih Bağdad (12/431), Ahmed (1/59, 70), İbn Ebi Şeybe 12/39, 40
(12072) ve Abdullah b. Ahmed, müsned'in zevaidi olarak (1/74, 75)
(:-2199-:) Ebu Useyd el-Ensari'nin azatlısı Ebu Said anlatıyor: Hz.
Osman, Mısır'dan bir heyetin geldiğini duyunca onları karşılamaya çıktı.
Mısırlılar da bunu duyunca Osman'ın bulunduğu mekana geldiler. Ona:
"Bir mushaf
getir" dediler. Osman mushafı getirttiğinde yedinci sure olarak
adlandırdıkları Yunus süresi için: "Yedinci süreyi aç ve oku"
dediler. Osman okumaya başladı.
"De ki: Ancak
Allah'ın lütfu ve rahmetiyle, işte bunlarla sevinsinler. Bu, onların (dünya
malı olarak) topladıklarından daha hayırlıdır"[Yunus 59] ayetine
yetiştiğinde:
"Dur, koruluğu
genişletip nereyi aldığını gördün mü? Buna, sana Allah mı izin verdi, yoksa sen
O'na iftira mı ediyorsun?" dediler. Osman: "Bunu geçin, bu ayet filan
ve filan şey hakkında indi. Bahsettiğiniz koruluk ise zekat develeri içindir.
Develer doğum yaptıktan sonra çoğaldılar. Onların çoğalması üzerine ben de
koruluklarını çoğalttım. Bunu geçin" dedi. Osman her okunan ayete:
"Bunu geçin, bu
filan ve filan şey hakkında indi" diyordu. Netice itibariyle Mısırlılara:
"Ne
istiyorsunuz?" diye sorunca: "Misak istiyoruz" dediler. Onlardan
fesat çıkarmama ve Müslümanların cemaatinden ayrılmama sözü alarak kendilerine
bir şey yapılmayacağına dair eman verdi.
Yine onlara: "Daha
ne istiyorsunuz?" diye sorunca: "Medine ahalisine maaş verilmemesini
istiyoruz" karşılığını verdiler. Osman: "Hayır, bu mal savaşanların
ve Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabı olan bu yaşlılarındır"
dedi. Mısırlılar buna razı oldular ve kendisiyle beraber Medine'ye razı olarak
geldiler. Osman kalktı hutbe verdi ve hutbesinde:
"Ekini olan
ekinine, sağmalı olan da sağmalını sağmaya gitsin. Mısır ahalisine de:
"Bizim yanımızda bir malınız yoktur. Bu mal, uğruna savaşanların ve
Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabı olan şu yaşlılarındır"
deyince, Mısırlılar öfkelenip:
"Bu Umeyye
oğullarının bir tuzağıdır" dediler ve ülkelerine geri döndüler.
Onlar daha yolda iken
bir atlı geldi ve onları rahatsız edecek şekilde bir yaklaştı bir uzaklaştı.
Sonra bir daha yaklaştı ve kendilerine söverek uzaklaştı. Bunun üzerine ona:
"Ne istiyorsun?
Bizim tarafımızdan sana eman verildi. isteğini söyle" dediler. Bu kişi:
"Ben mu'minlerin emirinin Mısır valisine göndermiş olduğu elçiyim"
dedi. Adamı aradıklarında üzerinde Mısır valisine, kendilerinin asılması veya öldürülmesi
veya ellerinin ve ayaklarının kesilmesini emreden Osman'a ait, üzerinde
Osman'ın mührü bulunan bir mektup buldular. Bunun üzerine tekrar Medine'ye geri
döndüler ve Hz. Ali'ye gidip:
"Allah'ın düşmanı
(Osman'ın) hakkımızda nasıl şöyle böyle yazdığını gördün mü? Allah bize onun
kanını helal kıldı. Kalk beraber ona gidelim" dediler.
Hz. Ali: "vallahi
ben sizinle gitmeyeceğim" karşılığını verdi. Onlar Osman'a:
"Niye hakkımızda
öyle yazdın?" diye sorunca: "vallahi ben sizin hakkınızda kesinlikle
bir mektup yazmadım" dedi. Birbirlerine bakmaya başladılar ve bazıları
bazılarına: "Bunun için mi öldüreceksiniz? Bunun için mi
öfkeleniyorsunuz?" dediler. Hz. Ali kalkıp Medine'den bir köye gitti.
Mısırlılar da Osman'ın yanına girdiler ve: "Sen hakkımızda şöyle şöyle
yazdın" dediler.
Osman: "Bunun iki
olacağı vardır. Ya bana Müslümanlardan bunu yazdığıma dair iki şahit
getirirsiniz, ya da O'ndan başka ilah olmayan Allah'a olan yeminime
inanırsınız. Ben ne yazdım, ne okudum, ne de ondan haberim vardır. Biliyorsunuz
ki biri birinin ağzı ile yazı yazabilir ve aynı nakışiı yüzüğüyle de
mühürleyebilir" karşılığını verince, onlar: "vallahi kanın bize
helaldır" deyip ahdi ve misakı bozup onu evinde kuşatmaya aldılar.
Bir gün onların yanına
geldi ve: "Allah'ın selamı üzerinize olsun" dedi. Ancak hiç kimse
selamını almadı. Alan da içinden almıştır. Bunun üzerine Osman:
"Allah adına size
soruyorum! Rume kuyusunu kendi malımla satın aldığımı ve kovamı Müslümanların
kovasına eşit kıldığımı bilmiyor musunuz?" diye sorunca:
"Evet, biliyoruz"
cevabını verdiler. Osman: "Beni ne diye deniz suyu ile oruç açmam için
ondan içmekten alıkoyuyorsunuz? Allah için size soruyorum! Falan filan yerden
bir tarla alıp onu Mescid'e eklediğimi bilmiyor musunuz?" dedi. Yine:
"Evet, biliyoruz" dediler. Osman: "İnsanlar içinde benden önce o
Mescid'de namaz kılması yasaklanan oldu mu? Allah için size soruyorum! Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hakkımda şöyle şöyle diye kaç defa (güzel
şeyler) söylediğini duymadınız mı?" dedi.
Sonra yanlarına bir daha
geldiğini ve onlara aynı şeyleri tekrar hatırlattığını gördüm. Ancak onu
dinlemiyorlardı. Çünkü insanlar birinci defa işittiklerinde dinlerler, ikincide
(aynı şeyleri) ise dinlemezlerdi. Osman hanımına:
"Kapıyı aç" dedi
ve mushafı elleri arasında önünde tuttu. Gece rüyasında Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in kendisine:
"Bu gece yanımızda
iftar et" buyurduğunu görmüştü. Bu arada yanına bir adam girince, Osman
ona:
"Aramızda hakem
Allah'ın Kitabı olsun" dedi ve adam Osman'ı bırakıp geri döndü. Sonra
yanına başka biri girdi. Ona da: "Aramızda hakem Allah'ın Kitabı
olsun" dedi. Ancak adam hamle yapıp kılıçla saldırdı. Osman eliyle
korunmak istedi, ancak kılıç eline geldi. eli koptu mu asılı mı kaldı
hatırlamıyorum. Osman:
"Vallahi bu el,
Kur'an'ın mufassal suelerini yazan ilk eldir" dedi.
Ebu Said'in rivayeti
dışında başka bir rivayette ise şöyle geçer: Tudbi kabilesinden olan kişi
yanına girip yassı bir okla vurunca Osman'ın kanı: " ... Onlara karşı
Allah sana yeter. O işitendir, bilendir'" ayetine sıçradı. O kan da halen
mushaftadır ve silinmemiştir.
Ebu Said'in rivayeti
şöyle devam eder: "Osman öldürülmeden önce (hanımı olan Furafisa'nın kızı
takılarını aldı ve eteğine koydu. Osman öldürüldüğünde onun üzerine kapanınca
saldırganlardan biri:
"Allah canını
alsın! Kalçası da ne kadar büyükmüş" dediler. Anladım ki Allah düşmanları
sadece dünyayı istiyorlarmış.
- - -
İsnadı sahihtir.
Hadisi İbn Hibban, İhsan 9/36, 38 (6880), Taberi, Tarıh (4/354, 356) ve Hakim
(2/339)
(:-2200-:) Ahnef b. Kays bildiriyor: Medine'ye vardığımızda Hz. Osman
geldi.
Yanımızdakiler: "Bu
Osman'dır" dediler. Başını sarı bir sarıkla sarmıştı. Osman, "Ali b.
Ebi Talib burada mı, Talha burada mı?" diye sordu. Oradakiler:
"Evet" diye cevap verince Osman: "Ondan başka ilah olmayan Allah
aşkına söyleyin! Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem :
«Filan oğullarının
harmanını alan kişiyi Allah bağışlar» buyurduğunda ben orayı yirmibin (veya
yirmibeşbine) satın almıştım. ResuIulIah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gidip:
«Ben harmanı satın
aldım» deyince, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in:
«Orayı Mescid'imize ver,
sevabı da senin olsun» buyurduğunu bilmiyor musunuz?" dedi. Oradakiler:
"vallahi biliyoruz" karşılığını verdiler.
Osman şöyle devam etti:
"Ondan başka ilah olmayan Allah aşkına söyleyin! Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in:
«Rume kuyusunu alanı
Allah bağışlar» buyurduğunu, ben o kuyuyu şu kadar paraya satın aldıktan sonra Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gidip:
«Ben o kuyuyu satın
aldım» dediğimde de: «Onu Müslümanların içmesi için hibe et, sevabı da senin
olsun» buyurduğunu bilmiyor musunuz?" Oradakiler: "vallahi
biliyoruz" cevabını verdi. Osman:
"Ondan başka ilah
olmayan Allah aşkına söyleyin! Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
Müslümanların yüzüne bakıp «Kim zorluk ordusunun askerlerini savaşa hazırlarsa,
Allah onu bağışlar» buyurduğunu ve benim, binekleri ipinden yularına kadar
donatıp, askerleri donattığımı bilmiyor musunuz?" diye sordu. Oradakiler:
"vallahi
biliyoruz" karşılığını verince, Osman üç defa: "Allahım! Şahid
ol!" dedi.
- - -
İsnadı ceyyiddir.
Hadisi İbn Hibban, İhsan 9/38 (6881) ve İbn Ebi Şeybe 12/39, 40 (12072)